İnsan Aklının Gizemli Güçleri: Nazar, Büyü, Telepati, Gelecekten Haber Verme ve Daha Fazlası Bilimsel Dogmaları Kıran Bir Kitap
Sheldrake’in araştırmalarına göre 10 kişiden 7’si arkadan kendisine bakıldığını hissediyor. Aynı şekilde birçok insan, bir kişiye arkasından bakarak onu en azından huzursuz edebileceğini iddia ediyor. Bir başka deyişle, niyetlerimiz ve dikkatlerimiz, baktığımız şeye dokunacak şekilde bedenimizin dışına uzanabiliyor.
Bu kitapta Rupert Sheldrake; 5.000 vaka hikâyesi, 2.000 ‘den fazla anket ve 1.600’den fazla mülakata dayanan 25 yıldır sürdürdüğü bilimsel araştırmaların sonucunda, gözetlenme duygusu, telepati, nazar ve benzeri olguları açıklıyor.
Zihnimizin beynimizle sınırlı olmayıp başımızın dışına uzandığını kabul edersek; telepati, dikkatin gücü, önbiliş ve kilometrelerce uzakta yaşananları görme gibi fenomenlerin mümkün olduğu anlaşılır.
Sheldrake’in fikirleri kendimize; insanlarla, hayvanlarla ve çevremizi saran dünyayla ilişkimize yeni bir bakış açısı getiriyor.-
İslamiyetin Türklerce kabulünden sonraki bilinen ilk eser Kutadgu Bilig’dir. Sultanlara yol gösteren, avam halka baht ve saadet bahşeden bir hikmetler hazinesidir bu kitap. Atam beni Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacip’in mezarına ilk defa getirdiğinde 7 yaşında bir çocuk idim. “Oğlum bu ulu kabirde yatan zâta, kim ki Allah’a sığınarak dua ederse duası kabul olur” dedi. Sonrasında defalarca gittim, yüz sürdüm ve şair olma dileğimi belirttim.
Mezarda yatan zatın, ulu bir âlim, mütefekkir, şair, devlet erbabı olduğunu bildiğimden ona saygım her defasında büyüdü. Vatanımın güzel geleceği gözlerimin önüne geldiğinde onu daha da göresim geliyordu.
Ne çare ki şairlik yıllarımın parladığı gençliğimi Çin zindanları yuttu. Yurdumun gerçeklerini yazdığım şiirler yüzünden on sekiz yaşında atıldığım zindandan kırk sekiz yaşında çıktım. Uçsuz bucaksız çöllerde prangalarla gezdirildim. Kömür ocaklarında, ormanlarda çalıştırıldım. Ayağımı sıkan pranga yüzünden bacağım kopma noktasına geldi.
26 Şubat 1999’da Yusuf Has Hacip’in mezarında dua ederek onun hayat hikâyesini gözlerde canlandırmaya gayret ettiğim elinizdeki bu romana başladım. Altmış üç yaşına girdiğim 7 Haziran 2002 senesinde romanı tamamladım. “Büyük iş yaptın” dedi dostlar. “Hayır, ben büyük iş yapmadım, fakat borcumu eda ettim, hepsi bu kadar” dedim.
Bu romanı, Âlim Yusuf Has Hacip şerefine bağışladım. İstedim ki onun ardından gelenler daha iyisini yazsın, bu millete faydalı birer insan olsunlar.
Çaba bizden, başarı Allah’tan...