Türkiye’nin yakin tarihinde düsünce, sanat, kültür hayatina damgasini vurmus kisilerin bir kaçi disinda üzerine atilan nisyan (= unutulmusluk) perdesinin suçunu sadece genç kusaklara, onlarin ilgi ve merak eksikligine yüklemek haksizlik olur. Evet ilgisiz ve meraksiz olduklari da söylenebilir kuskusuz; ama bu, bizim anlatmak, ilgilerini çekmek konusunda yeterince gayret sarf etmedigimiz gerçegini ortadan kaldirmaz. Ilgilenen gençlerin internet ortamina veya ansiklopedik eserlere yönlendirilerek bastan savulmasi. Soru soran gencin küçümser bakislarla süzülüp sorduguna-soracagina pisman edilip terslenmesi. Hem de aydin olarak bilinen, taninanlarca. Su gök kubbe altinda nice hos sadâlar birakan seçkin sahsiyetlerin mektuplarindan fotograflarina, el yazili notlarindan esyalarina, kitaplarina ne varsa mezatta alinip satilmasi çok acidir. Abdülbaki Gölpinarli, Ahmet Cevdet Pasa, Ali Fuad Basgil, Elmalili Hamdi Yazir, Erol Güngör, Fethi Gemuhluoglu, Fethi Okyar, Fuzuli, Ismail Hami Danismend, Mehmet Akif, Mir Said Sultan Galiyev, Mustafa Suphi, Nihat Sami Banarli, Niyazi Berkes, Nurettin Topçu, Ömer Lütfü Barkan, Pertev Naili Boratav, Prens Sabahattin, Sabri Ülgener, Seyyid Ahmed Arvasi, Süheyl Ünver, Serif Muhittin Targan, Sevket Rado, Sevket Süreyya Aydemir, Yahya Kemal Beyatli. Iste “Küllenen Izler”, kendi isiginda gününü degil gelecegini aydinlatan kültür ve düsünce adamlarinin unutulan, unutturulan, küllenen cevherlerini hatirlatma, zihinlerde ve gönüllerdeki yerlerini yeniden insâ etme amaciyla iki ciltlik bir çalisma olarak hazirlandi. “Küllenen Izler”i okurken tanidiginiz, asina oldugunuz çehrelerle, simalarla ilk kez tanisiyor hissine kapilacaksiniz.