İnsanı yeniden inşâ etmek, onu yaşadığı çağın insanı hâline getirmek, fikirlerini, hayâllerini yüceltmek, yepyeni rüyalar göstermek ve o rüyalarını yeniden yorumlamak; düşmüşse düştüğü yerden kaldırmak, onu Hakk’a ve hakikate hazırlamak, kulluk bilinciyle donatıp Allah’a lâyık hâle getirmek...
Gerçekte peygamberlerin ve onların izinden giden Hak dostlarının ve aydınlanmış gönüllerin misyonu ve insanlığa mirâsı da budur. Bu mirâs, putlaştırılan bütün sahte düşüncelerden kurtulup insanlığın yeniden inşâ edilmesini sağlayacak biricik gerçektir, başka bir şey değil. Burada konumuz olan Yûnus Emre de insanlığı düştüğü yerden kaldıranlardan, benlik çukurundan kurtaranlardan biridir.
Yûnus, varlığının, hakikatinin ve İslâm’ın aslından uzaklaşan insanlığın kendine gelmesi için bütün değerleri yeniden yorumladı. İrfân terbiyesinden geçen her ârif gibi o da bazı yanlışları söküp yerine yepyeni değerler koydu. Yaşadığını söyledi, söylediğini yaşadı. Kendimize gelmemiz için gönüllerimizi sarstı gitti.
*
Yûnus, 13. asrın sonlarında bir yanan gönüllere, terleyen alınlara bir sabâ meltemi gibi esti, içimizi serinletti. Cân kulağımızı açtı. Aşk illerinden bize şirin haberler getirdi. Varlık ve yaratılışla ilgili sorularımıza cevaplar verdi.
*
Elinizdeki “Her Genç Bir Yûnus” adlı eser Yûnus’un günümüz insanınca daha iyi anlaşılması, düşüncelerinin daha doğru ve sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için hazırlanmıştır. Bu eserde gönül dilimiz Yûnus Emre’nin hayatı, eserleri ve görüşlerinden başka 21 ilâhîsinin yorumu yapılmaktadır. Vuslatının 700. yılında gençlerimizin içinden yepyeni Yûnuslar’ın çıkacağından hiç şüphemiz yoktur.
Aşk ve irfân yolundan giden her genç bir Yûnus; her Yûnus bir Tapduk Emre’dir.