Sabah uyanıyorsunuz, bir bakıyorsunuz her yer karanlık, Güneş yok! Işığa duyarlı bir uzaylı ırkı Dünya’da yaşayabilmek için Güneş’e perde çekmiş, insanlığı karanlığa, umutsuzluğa hapsetmiş. Doğu Yücel, insanlığın direnişini anlattığı distopik novellası “Güneş Hırsızları”na ek olarak büyülü gerçekçilikten masal edebiyatına, korkudan bilimkurguya uzanan on bir öyküyle okurların karşısına çıkıyor.
Bu öykülerde her an her şey olabilir: Sinemaya tek başına gittiğinizde kendinizi izlediğiniz filmin içinde bulabilir ya da Beşiktaş-Kadıköy vapurunda galaksiler ötesinden gelen bir uzaylıya âşık olabilirsiniz. Yazar, sıradan insanların başına gelen sıra dışı hikâyeleri anlatırken okurlara sorular da yöneltiyor: Rüyaları biçimlendirebilir miyiz, ilham perileri gerçek olabilir mi, Dünya’nın asıl sahipleri kim, öpüşürken neden gözlerimizi kapatırız? gibi... Ve bu sorular, gülümseten metaforlar ve zengin bir hayal gücüyle beklenmedik yanıtlara kavuşuyor.
Ayaklarınızı yerden kesen ama ayakları her daim yere basan hikâyeler bunlar. Ne de olsa gerçek biraz da düşlerde saklıdır.
“Üzgünüz sayın yerli film yapımcıları ama böyle öykülerin yazıldığı bir memleketten özgün senaryolar çıkmıyorsa bu sadece sizin günahınız.”
Tuna Kiremitçi, Radikal Kitap
“Güneş Hırsızları kurgunun ve hayal gücünün rüzgârını arkasına alarak, rüya gibi bir atmosferde gerçeğin tokadını bütün kuvvetiyle yüzümüze çarpıyor.”
Ozan Karakaş, soL
“Güneş Hırsızları büyük bilimkurgu yazarlarının öyküleriyle karşılaştırılabilecek güçte bir öykü.”
Alican Saygı Ortanca, Cumhuriyet Kitap