XVIII. asırda İstanbul’da yaşayan İbrahim Has (ö. 1762), devrinin eli kalem tutan sufi müelliflerinden birisidir. Yazmış olduğu eserlerle tasavvuf ve edebiyat tarihimizde fevkalade mühim bir yere sahiptir. Böyle olmakla birlikte Has, kültür hayâtımızda hakettiği ilgiyi görememiş ve unutulup gitmiş şahıslardan birisidir.
İbrahim Has’ın hemen tamamı tasavvuf tarihi, felsefesi ve edebiyatıyla ilgili olan eserleri arasında bulunan ve şu ana kadar değerlendirilmeyen çok mühim bir eseri de tasavvuf büyüklerinin hayatlarını, menakıbını ve veciz sözlerini derleyip yorumlayan “Tezkiretü’l-Has” adlı veliler tezkiresidir.
Tezkiretü’l-Has’ta, 344 mutasavvıfın 509 menakıbı nakledilmektedir. İçindekilerden anlaşılacağı üzere Tezkire’de adı geçen mutasavvıfların yarıya yakını tarîkatler öncesi dönemde yaşayan kişilerdir. Bunların arasında Anadolu sahasında yaşayan “Yunus Emre, Ahmed Hayalî-i Gülşeni, Seyyid Ali Semerkandi, Ahmed Ümmi el-Üsküdari, Akşemseddin, İlyas es-Sakızi el-Halveti, Evhadüddin-i Kirmanî, Emir Sultan, Sultan Veled, Hacı Bayram-ı Veli, Cemaleddîn-i Halveti, Hacı Paşa, Hamid-i Kayseri, Habib-i Karamani, Hasan Ünsi-i Şabanî, Hasan-ı Zarîfi, Hamza b. Hacı Ali, Ramazan Efendi el-Halveti, Sünbül Sinan, Şeyh Şaban-ı Veli, Karabaş-ı Veli, Şems-i Tebrizi, Sadreddin-i Konevi, Abdullah-ı Rumi, Alaaddin-i Rumî, Karabaş-ı Veli, Yahya-yı Şirvani, Seyyid Nizameddin, Yakub-ı Sünbüli, Muhammed Murad, Niyazî-i Mısri, Merkez Efendi, Molla İlahi vd.” gibi zatlar, tezkirenin değerini bir kat daha arttırmaktadır.